reklam

gündem

ACIMA DUYGUSU VE ACIMASIZLIK DUYGUSU

Yazar EFT MERKEZİ 12 Aralık 2018 Çarşamba 0 yorum
+ ACIMA DUYGUSU
- ACIMASIZLIK
+ MERHAMET DUYGUSU
- MERHAMETSİZLİK
- CEZALANDIRMA

Zor durumda olan, Herhangi bir yönü bakımından belirgin bir eksikliği olan, Mutsuzluğuna karşı duyulan
canlılara beslenilen duygudur. 
Muhtaç bir dilenciye; üzüntü, şefkat, sevgi karışımı içeren duygu, acıma duygusudur.
Acıma = üzüntü, şefkat ve sevgiden oluşur.
Duygusal ve zayıf türü; birinin yaşadığı acı ve
hüzünden olabildiğince çabuk kurtulması için çırpınan
bir yüreğin sabırsızlığıdır.
Tek gerçek acıma duygusu türü;
Duygusal olmayan, ama yaratıcı olan, ne istediğini bilen; sabırla, gücü yettiğince, hatta gücünün bile
ötesinde katlanmaya ve dayanmaya kararlı olunan
acıma duygusudur.
Kişiler yaptıkları yanlışlar için insanların
cezalandırılması gerekliliğine inanırlar.
Öfkelenme, acımasızlık, cezalandırıcılık, standartlara
uymayan kişilere (kendisi de dahil) katlanamama
eğilimleri vardır.
Kendisinin ve diğerlerinin hatalarını affetmekte güçlük
çekilir.
Suç hafifletici durumları ve insanların hatasız
olamayacağı gerçeğini görmeye isteksizdirler.

Devamını Oku...

EFT POZİTİF ENERJİ

Yazar EFT MERKEZİ 11 Aralık 2018 Salı 0 yorum

Devamını Oku...

EFT TANITIM

Yazar EFT MERKEZİ 0 yorum

Devamını Oku...

Eft Hayatımıza Ne Kazandırır?

Yazar EFT MERKEZİ 0 yorum
EFT HAYATIMIZA NE KAZANDIRIR?

- Geçmişle Barışık Yaşamanızı Sağlar
- Geçmiş Hayatınızdaki Olumsuz Duyguları Günümüze Taşımanızı Engeller
- Zihinsel ve Ruhsal Gelişim Seviyenizi Yükseltir
- Kişisel Gücünüzün ve Potansiyelinizin Farkına Varmanızı sağlar
- Fiziksel ve Ruhsal Sağlığınızı İyileştirir
- Enerjinizi Yükseltir, Özgüven, Cesaret ve Yüksek Motivasyon Sağlar
- Sizi Azimli ve İradeli Olmaya Yöneltir
- Yüksek Farkındalık , Odaklanma ve Motivasyon Sağlar
- Her Alanda Veriminizi ve Yaşam Seviyenizi Yükseltir
- Hem İş Hem Kişisel İlişkilerinizi Geliştirir
- Gelecekteki Hedeflediğiniz Hayatı Yaşamanıza Engel Olan Bütün Olumsuz Duyguları Kaldırır
- Genel Olarak Mutluluğunuzu Yükseltir ve Sizi Neşeli Kılar
- Size Sakinlik ve Huzuru Getirir
- Olumsuzluklardan Arındırıp Sizi Özgür Kılar
Devamını Oku...

Eft'yi Neden Seçmeliyim ?

Yazar EFT MERKEZİ 0 yorum
EFT sağ kalma ve zevk alma değerlerini merkezine  alarak; 
İnsanların sağlıklı ve uzun yaşamalarının yanında, ruhsal açıdan da  daha doyumlu ve  daha mutlu olarak yaşamasını hedefler.
İnsanların kendilerine zarar verecek davranışlarını en aza indirmeyi sağlar.
EFT'yi Diğer Tekniklerden Ayıran Özellikleri:

EFT; Kolay öğrenilen ve uygulaması son derece basit, etkili ve hızlı bir yöntemdir.
Kişi Pozitif EFT'yi öğrendiğinde kendi kendine uygulanabilinir. Uzun bir eğitim süreci yoktur. 
EFT; Yumuşak, Nazik ve Güvenlidir. Sadece parmak uçlarıyla Enerji Meridyenlerimizin başuçlarına yapılan Tapingle (Vuruş) uygulanır.
EFT; Her tür sorun için uygulanır. Başarı oranı soruna bağlı olarak %80 ile %95 arasındadır.
EFT; Duygularımız hakkında bize farkındalık yaratır.
EFT; İçin sorunun ne zamandır devam ettiği veya sürdüğü önemli değildir.
EFT; İlaç ve iğne tedavisi de içermez.
EFT; İşe yaraması için, kişinin buna inanması da gerekmez. Tek kural NİYET'li ve İSTEK'li Olmak.
EFT; Hiç bir yan etkisi olmadığı için, her durumda kullanılabilir.
EFT; İle olumsuz duyguların yarattığı olumsuz sonuçlar ortadan kalkar.
EFT; Duygusal ve fiziksel sorunlar çözümünde kullanılır.
EFT; Stres atmada çok başarılıdır. Sıkışmış ve olumsuz duygulara yardımcı olur. 
EFT; Günlük stres için kullanılırsa olumsuz duygu ertesi güne taşınmaz ve birikmez böylece enerji blokajı oluşmaz.
EFT; Duygu dünyamızı, bakış açımızı yeniden düzenleyerek yüksek farkındalık sağlar.
EFT; Her türlü duygusal ve zihinsel sorunun bir kaç gün gibi kısa bir zaman içinde ortadan kaldırılması için kullanılan bir yöntemdir.
EFT; İle Enerji bedeni dengelendiğinde, tıkanıklığa neden olan duygu da yok olur. Alınan sonuç kalıcıdır tekrarlamaz !

EFT; Anılara dokunur ama silmez, sadece anı üzerindeki olumsuz duyguyu kaldırır. Bakış açınızı değiştirir !
Bir kere denersen unutma ki hiç bir şey eskisi gibi olmaz.
Bir duyguya baktığında o duygu senin kalbini acıtıyorsa işte bu gerçektir !
YETER Kİ İSTE HER SORUN ÇÖZÜLÜR !
Devamını Oku...

Eft Nerede Kullanılır ?

Yazar EFT MERKEZİ 0 yorum
EFT Nerelerde Kullanılır?

Tüm Fobiler ( Korkular ) : Hayvan Korkusu (Fare, Böcek, Örümcek, Yılan, Kedi, Köpek Vb.), Sosyal Fobi, Kapalı Alan, Kalabalık, Karanlık, Yükseklik, Su, Uçak, Kan, İğne, Dişçi, Doğum, Asansör, Araba Kullanma Kaybetme Korkusu ve Diğer 137 Çeşit Fobide.

Duygulara Bağlı Fiziksel Ağrılar ve Sorunlar: Beden, Sırt, Bel, Baş (Migren) vb., Mide ve Karın Ağrıları, Kilo Problemleri (Obezite)...

Negatif Duygular: Aşağılık Hissi, Acı Çekme, Ayrılık Kaygısı, Bütün Stres Türleri, Çekingenlik, Depresyon, Erteleme Alışkanlığı, Endişe (Anksiyete), Panik Atak, Utangaçlık,  Topluluk Önünde Konuşamama, Heyecanlanma, Reddedilme, Nefret, Kıskançlık, Öfke Kontrol Zorluğu, Üzüntü, Suçluluk, Güven Sorunu, Kaygı, Sorumluluk Alma, Sınav Heyecanı veya Kaygısı, Saplantılar, Kişi veya Olay Duyarsızlaştırması, Kendini İfade Güçlüğü, Geç Kalma Alışkanlığı, İrade Kaybı, Yaşamda Sürekli Tekrar Eden Benzer Sorunlar, Çatışma Sorunları, İletişim Sorunları, Terk Edilme, Beslenme Alışkanlığı Değiştirme, Duygusal Tıkanıklıklar, Yalnızlık, Yetersizlik Duygusu, Gelecek Kaygısı, Güvenli Davranış Eksikliği...

Travmalar: Cinsel Taciz, İşten Atılma, Sevdiğini Kaybetme, Boşanma, Ayrılık Acıları, Aldatılma, Yersiz Korkular, Kazalar, Travma Sonrası Stres Bozukluğu...

Bağımlılıklar: Sigara Bırakma Süreci, Alkol Bırakma Süreci, Kilo Verme Süreci, Takıntılar...

Olumsuz Çekirdek İnançlar: Ben Yapamam, Ben Başaramam, Ben Şanssızım, Kimse Beni Sevmiyor, Yalnızım...Fakirim, Mutsuzum, Hayattan Zevk Almıyorum,
Pozitif EFT İle:
Ruhsal Rahatlık, Dinginlik, Kendine Saygı, Özgüven Gelişimi, Kendine Güven, İç Huzur, Olumlu Düşünme, Davranış Değiştirme, Odaklanma Sorunu, 
Performans Artırma ve Yetenek Geliştirme, Okul, Sınav, İş, Spor Başarısı, Motivasyon, Stres Yönetimi, Konsantrasyon, Farkındalık, Enerji Yükseltme...
EFT Nerelerde Kullanılmaz ?
Şizofreni   -    Epilepsi    -   Bipolar Bozukluk ( Duygu Durum Bozukluğu )
Bunların dışında kısaca Eft'yi hayatın her alanında kullanabilirsiniz.
YETERKİ İSTE HER SORUN ÇÖZÜLÜR !
Devamını Oku...

Eft Tarihçesi

Yazar EFT MERKEZİ 0 yorum
THOUGHT FIELD THERAPY
DÜŞÜNCE ALAN TERAPİSİ
Dr. Roger Callahan
EMOTION FOCUSED THERAPY
DUYGU ODAKLI TERAPİ
Gary Craig
EMOTIONAL FREEDOM TECHNIGUES
DUYGUSAL ÖZGÜRLEŞME  TEKNİĞİ
Slvia Hartmann
Dr. Roger Callahan, (Klinik psikolog); 1980’de kişisel terapilerini uygularken parmak uçları ile bedendeki akupunktur noktalarına vuruş yaparak iyileşme sürecinin hızlandığını keşfetmiş ve klasik terapilerinde kullanmıştır. Yöntem iğnesiz akupunktur tekniğine dayanır.
Gary Craig bu tekniği geliştirmiş Klasik EFT tanımı ile kullanmaya devam etmiştir.
Silvia Hartmann EFT'yi sadeleştirerek bugünkü modern adını vermiştir. 
EFT bugüne kadar 17 ülkede 120 araştırıcı tarafından araştırma konusu olmuş ve bu araştırmalar Journal of Clinical Psychology, Psychotherapy: Theory, Research, Training and Review of General Psychology gibi Amerikan Psikoloji Birliği tarafından yayınlanan dergilerde yer almıştır.
Devamını Oku...

Eft Nedir ?

Yazar EFT MERKEZİ 0 yorum
EFT NEDİR?
Emotional Freedom                  Technique              Duygusal Özgürleşme                Tekniği

Geçmişte yaşadığımız olumsuz olaylardan, anılardan ve travmalardan edindiğimiz olumsuz duyguların enerji bedenimizde ve zihnimizde yarattığı blokajları ortadan kaldıran bir enerji tekniğidir.

Hepimiz başımızdan kötü bir olay geçtiğinde, olumsuz ve derin bir deneyim yaşadığımızda bunun etkilerini yıllarca taşıdığımızı biliriz.
Ama farkında olmadığımız durum bu süreçlere maruz kaldığımızda, olaylara yüklediğimiz anlam ve çıkardığımız sonuçlar ile muhakeme yeteneğimizi kaybedip farklı davranış ve hissiyatlar içinde yaşıyor olduğumuz.

Bütün bu olumsuz duyguların nedeni sonucunda bedenin enerji sisteminde aksaklıklar meydana gelmektedir.
Bu aksaklık enerjisel olarak giderildiği anda düşüncesel ve duygusal düzeyde de giderilir ve kişi olumsuz duygulardan kurtulur.

EFT Her tür duygusal ve düşüncesel sorunun kısa bir zaman içinde ortadan kaldırılması için kullanılır.
Parmak uçlarıyla bedendeki bazı akupunktur noktalarına dokunulması yoluyla uygulanan çok kolay ve etkili bir yöntemdir.
İlkeleri binlerce yıllık akupunktur ve akupresüs yöntemlerine dayanan EFT, bugün Dünyada binlerce uzman tarafından etkin bir şekilde kullanılmaktadır.

Ruhsal sorunların üstesinden gelinmesinde bir devrim olarak kabul edilen Enerji Psikolojisi alanının temelini oluşturmaktadır.

Duygusal Özgürleşme Tekniği, kolay öğrenilen, kolay uygulanan, Zihin-Beden-Ruh üçlüsü içinde üçüncü alana ait bir tedavi yaklaşımıdır.

EFT bize sorunlarımızın nereden geldiğini ve onları nasıl çözeceğimizi öğretir.
Bu yüzden bizlere insanların duygular hakkında ne hissettiklerini, ne söylediklerini,  ne düşündüklerini ve ne yaptıklarını öğretir.
Olumsuz inançların ve duyguların enerji bedeninde oluşturduğu tıkanıklıklar akupunktur noktalarına uygulanan vuruşlar ile nötr hale getirilir ve olumsuz duygular ortadan kalkar. Sonra da olumsuz inancın tam tersi olan olumlu inanç aynı yöntem ile yerleştirilir.

Temel prensibi, ifade edilememiş her türlü olumsuz duygunun kişinin enerji bedeninde tıkanıklıklar veya aksamalar oluşturmasını, bu nedenle düzgünce akmayan enerjinin düşüncesel, duygusal, davranışsal ya da bedensel rahatsızlıklara yol açmasına dayanır.

Yani EFT olumsuz duyguların vücudumuzda oluşturduğu blokajları ortadan kaldırarak duygu dünyamızı ve bakış açımızı yeniden düzenlemeyi sağlayan bir tekniktir.

Bir duyguya baktığınızda eğer sizin kalbinizi acıtıyorsa işte bu gerçektir.

Bu alternatif tedavi ile yalnızca sorunlarınızdan kurtulmakla kalmayacak, enerji akışınızı da hızlandırarak şifa bulacak ve yaşam enerjisi kazanacaksınız.
Ellerin burada, Vuruş noktaları burada Seni yaralayan bir şey düşün. Vuruş yap ve kendini iyi hisset.
Daha detaylı fikir edinebilmek için "EFT'yi Neden Seçmeliyim ?" yazısını okumanızı tavsiye ederiz.
Devamını Oku...

Depresyon

Yazar EFT MERKEZİ 0 yorum
Depresyon, kişinin mesleki ve sosyal işlevlerleri, ailevi sorumlulukları ya da günlük yaşama dair etkinliklerinin belirgin derecede bozulmuş olduğu, aşırı hüzün, özgüven kaybı, karamsarlık ile kendini belli eden ciddi bir hastalıktır.

Kişinin ilişki ve etkinliklerini etkilemeyen, üzgün olma durumu ve kişinin moralinin bozukluğu çoğu zaman depresyon olarak anılsa da klinik depresyon tıbbi bir teşhistir ve günlük kullanımdaki depresif olma durumundan çok daha farklıdır. Depresif kişi kendisini yorgun, üzgün, tembel, sinirli, motivasyonsuz ve dünyadan kopuk hissedebilir. tedavi edilebilir olması ve tedavi oranının yüksekliğine rağmen, çoğu zaman tanı konulmadan uzun süre devam eden depresyonlara rastlanır. Tanı konulmadan kronikleşen depresyonlarda kişi işini bırakmak zorunda kalabilir, ailevi sorunları çoğalır, madde ve alkol kullanımı, var olan sıkıntıyı gidermek amacıyla artabilir.

Belirtileri

• Huzursuzluk
• Aşırı kaygı ve endişe
• Hiçbir şeyden zevk alamama
• İştahsızlık/Aşırı yemek yeme
• Çabuk yorulma
• Uykusuzluk ve uyku problemleri yaşamak
• Kilo kaybı
• İntihara eğilim

Somatizasyon özellikle ülkemizde sıklıkla rastlanan bir depresyon belirtisi olup, aşırı mutsuzluk ve sıkıntı halinin, fiziksel belirtilere dönüşmesi, kişinin sürekli olarak baş ağrısı, karın ağrısı, yorgunluk, eklem sızlamaları gibi şikayetlerinin olmasıdır. Hasta sürekli bu fiziksel yakınmalardan muzdarip olduğu halde bu durumun depresyon kaynaklı olduğu anlaşılamayabilir, kişi sürekli dahiliye, kardiyoloji, ortopedi gibi başka branşlarda şifa arıyor olabilir.

Bazı durumlarda kişi vücutsal (somatik) belirtiler (baş, karın, eklem vs. ağrıları, çarpıntı, nefes darlığı gibi kaygı durumları ya da cinsel bozukluk) belirtileri ile başvurabilir.

Karşılaşılabilecek cinsel bozukluk durumları arasında hem erkek hem de kadınlarda cinsel istekte azalma, ön sıralarda yer tutmaktadır. Kadınlarda depresyon sırasında adet dönemlerinde geçici kesilmeler, orgazm sorunları görülebilmektedir. Erkeklerde ise sertleşme bozukluğu görülebilmektedir.

İstek ve ilgide azalma ve kayıplar başlangıçta bir takım şeyleri mecburen ve daha uzun sürede yapmakla başlar. Hoşlanılarak yapılan etkinliklerde de azalma ve artık hiçbir şeyden zevk almama, hayattan soğuma ile sürer. Kişiler çocukları, eşlerine karşı hiçbir şey hissetmezler. İntiharı tek çıkar yol olarak görebilirler.

Kendiliğinden yaptıkları doğal hareketleri azalır. Konuşmaları da hareketleri gibi azalmış olup, yavaş ve kısık sesle konuşabilirler. Sorulara yanıt vermek için gereken süre uzamış ve tek kelimeyle yanıt alınmıştır. Zamanın çok yavaş geçtiği ya da durduğu şeklinde bir algı yaşanmaktadır. Unutkanlık, konuşma, TV den bir şeyler izleyememe, konuşulanları anlama gibi konsantrasyon gereken durumlarda dikkati yoğunlaştıramama çok olmaktadır. İlerleyen depresyonlarda bazen aşırı alınganlık, şüphecilik, ölüm ile ilgili zihinden atılamayan fikir uğraşları olabilir, bu durumlarda hastaneye yatırılarak tedavi en uygun seçenektir.

Tedavi

İlaç tedavisi yanında psikoterapi veya EFT mutlaka gereklidir. Sadece ilaç tedavisi zaman sınırlaması ve hasta yoğunluğu olan poliklinik ortamlarında tek seçenek gibi ortaya çıksa da kişinin hekimiyle iyi bir ilişki kurabilmesi, aradaki güvenin sağlanıp sorunların açık yüreklilikle ifade edilip konuşulabilmesine ve tedavinin sonuçlarının daha hızlı alınmasına yol açar, bu nedenle depresyon hastaları ve yakınları ilaç tedavisinin yanı sıra haftada en az bir defa danışmanları ile görüşmelerinde fayda olduğunu unutmamalıdırlar Antidepresan ilaç tedavinin en az 6 ay sürdürülmesi yaygın klinik uygulamadır ancak her zaman istisnaları olabilir. İlaç tedavisi erken kesildiğinde (daha iyi hissedilmesi, ekonomik nedenler, yan etkiler vs. nedeniyle) en riskli dönemin ilk 4-8 hafta olduğu ama sonrasında da erken kesim halinde riskin yüksek olduğu saptanmıştır.

Major depresyon hastalarının % 15 kadarı intihar ederek hayatlarına son vermektedir. Hastanede yatan diyabet, kanser, kalp hastalıkları, felç gibi rahatsızlıkları olan kişilerin % 25 inde major depresyon görülmektedir. Depresyon kişilerin mesleki başarısını düşürmekte ve iş kayıplarına; cinsel bozukluklara yol açarak evlilik sorunlarına; kişinin durumun etkisinden kurtulmak, kendini rahatlatmak için alkol ve uyuşturucu maddelere yönelmesi sonucu trafik kazaları, kavga ve suça yönelme görülebilmektedir. Depresyon teşhis ve tedavisi kolay olan bir hastalıktır, eğer kendinizde veya yakınlarınızdan birinde yoğun bir mutsuzluk, sıkıntı, uyku sorunları, karamsarlık, iş veya okul başarısında düşme fark ediyorsanız bizimle görüşmekten çekinmeyiniz.
Devamını Oku...

Fobiler = Korkular

Yazar EFT MERKEZİ 0 yorum
Fobi Nedir?
Fobi ;  Terimsel olarak belirli durumlar ya da objelerden kaynaklanan semptomlar anlamına gelir.
Fobiler, bir düşüncenin, objenin ya da durumun varlığından kaynaklanan uzun süreli ve mantıksız korkulardır. Korkulan duruma ya da objeye maruz kalmak, ani tepkilere, güçlü bir strese ya da objeden kaçılmasına neden olabilir. Fobinin yarattığı baskı ve fobiden kaçınmak için sarf edilen çaba, fobi sahibi kişinin yeteneklerini ve davranışlarını kısıtlayabilir. Belirli fobilere sahip yetişkin kişiler, fobinin neden olduğu korkunun mantıksız ya da aşırı olduğunun farkında olsalar da, üstesinden gelemeyebilir.
Bir kişi, birden fazla fobiye sahip olabilir !
Fobilerin Nedenleri
Fobiler genellikle ergenlikte ya da yetişkinlikte ortaya çıkmasına rağmen, her yaştan insanı etkisi altına alabilir.  Çocuklukta görülen fobiler ilerleyen yaşlarda kaybolabilirken, yetişkinlikte ortaya çıkan fobiler ise genellikle birden başlar ve uzun süreli olur. Yetişkinlerde görülen fobilerin sadece %20’si tedavi olmadan kendiliğinden kaybolur. Kadınlarda, erkeklerden daha çok fobi görülür.
Fobilerin nedenleri bilinmiyor olsa da, çoğu travmatik deneyimler sonucu oluşur. Fobiler aynı zamanda öğrenilen korkulardan da kaynaklanıyor olabilir. Köpek tarafından ısırılan ya da saldırılan bir kişi, köpek fobisi geliştirebilir. Benzer şekilde, bir kişinin köpek saldırısına tanıklık etmesi de, fobinin nedeni olabilir.
Fobilerin Semptomları ;
Fobilerin semptomları aşağıdaki şekillerde görülebilir;
  • Fobinin kaynağı olan duruma karşı hissedilen aşırı ve mantıksız korku,
  • Korkulan objeden kaçma ya da korkulan durumları engellemeye çalışmak,
  • Panik atak, kalp çarpıntısı, nefes darlığı, terlemek, titremek, bayılmak gibi fiziksel semptomlar,
  • Belirli durumlarda olma ya da objelerle karşılaşma korkusu gibi beklentisel kaygılar
Devamını Oku...

Yaşamdan Nasıl Zevk Alırız ?

Yazar EFT MERKEZİ 0 yorum
1- Kendin ile ilgilen;
Kendi ilgilerini, başkalarının ilgilerinden bir parça yukarıda tutmalısın.
2- Toplum ile ilgilen;
Çoğu insan toplumsal bir yapı içinde yaşamayı seçer, böylece kendini daha rahat ve mutlu olarak tanımlarlar, sadece sağlıklı insanlar; toplumsal ahlaki değerlere göre davranacak, başkalarının haklarını koruyacak ve yaşadığı toplumun sürekliliğini korumasına yardımcı olacak biçimde akıllıca davranışlar sergilerler.
3- Kendini Yönlendir;
Kendi hayatının sorumluluğunu yine kendinin taşıdığını bilmen gerekir.
4- Hoşgörülü Ol;
Kendinin ya da başkalarının yanlışlar yapmasına izin ver.
5- Esnek Ol;
Katı, önyargılı ve değişmez kurallara bağlı olmak mutlu olmayı zorlaştırır.
6- Belirsizlikleri Kabullen;
Her şeyin öngörülebilinir olduğu beklentisi içine girme.
7- Katılın;
Çoğu insan kendisinin dışındaki bir şeye etkin katılımda bulunduğu zaman, hatta kendinden geçercesine yoğun bir katılım yaşadığı zaman çok daha mutlu olurlar.
8- Kendini Olduğun Gibi Kabullen;
Kendini koşulsuz olarak kabullen. Kendini sürekli olarak başkaları ile karşılaştırma, başkalarına göre değerlendirme, derecelendirme ya da devamlı kendini kanıtlama çabası içine girme.
9- Risk Al;
Risk almak için istekli ol ama bunu yaparken yapmak istediklerini yapma çabası verirken kendini delicesine bir yüreklilik gösteriyormuş gibi değil anlamlı bir serüven içindeymiş gibi davranarak ilerle.
10-Gerçekçi Beklentiler İçinde Ol;
Ulaşılabilir olmayan amaçlar için zaman harcama. Gerçekçi olmayan bir şey peşinde koşma. Daha üstün ve eksiksiz bir başarı bekleme.
11- Engellenme Eşiğini Yüksek Tut;
Değiştirebileceğin koşulları değiştir. Değiştiremiyeceğin koşulları ise  yakınmadan katlanmayı ve bunlara ister istemez dayanabilmeyi de öğrenmelisin.
12-Kendi Sorumluluğunu Taşı;
Sağlıklı insanlar kendi düşünce ,duygu ve davranışlarının sorumluluğunu taşıyıp, başkalarını ve dünyayı suçlamadan, yada kaderini  suçlamadan kabul ederler.
Devamını Oku...

Enerji Psikolojisi Nedir ?

Yazar EFT MERKEZİ 0 yorum

Zihin - Beden - Ruh

Geçmişi Çin'li Shaolin Rahiplerinin milattan önce 5000 -7000 yıl öncesine varan bilgileri bu öğretime dayanır. Batı ilimlerinde, beynin yapısı, zihnin işleyiş biçimi ve zihin - beden bütünlüğü ele alınır. Doğu ilimlerinde ise bunların dışında üçüncü bir alan olduğu ve ruhunda var olduğunu bununda bedenimizin etrafını saran elektromanyetik bir alan olan Aura ile korunduğu tezini savunur.



AURA, Farklı kültürlerde farklı isimler altında anılır: Bunlar;
Enerji Bedeni = Manyetik Alan = Hayat Enerjisi = Ruh  = Can = Sinir Sistemi Enerjisi = Kozmik Enerji = Evrensel Enerji = Yaşam Enerjisi = Astral Beden Enerjisi vb. 

AURA, farklı ülkelerde farklı isimler altında anılır: Bunlar;

  • Çin = “CHİ” ve ”Qİ“,
  • Hindistan = “PRANA”,"ATMAN"
  • Mısır = "KA" 
  • Sufizm = ”BARAKA”
  • Japonya = “Kİ”
  • Yahudi Kabala Geleneğinde = “YESOD”
  • Fars Kültürü = "CAN" adı altında bilinir.

Cisimlerin şekil almış haline madde, şekil almamış haline de enerji denir. Her insan ve nesnenin maddesel bedenini çevreleyen bir enerji bedeni vardır.

Bir düşünce Zihinde belirdiği andan itibaren, bedende elektriksel ve kimyasal işleyiş başlatır.
Düşünceler Duyguları harekete geçirir. Duygular, Davranışları yönetir ve Kök inançlarımızı oluşturur. Enerji bedeni aslında fiziksel beden ile iç içedir.

Tüm yaradılışın özündeki, şeklini, oranını ya da mutlak kaynağını bilemediğimiz yaşam enerjisidir.
Enerjinin bedende yoğunlaştığı merkezlere ÇAKRA adı verilir.
Enerjinin bedende aktığı kanallara MERİDYEN adı verilir.
Çakralar enerjiyi Meridyen kanalları aracılığıyla organlara iletir. 14 meridyen, 7 Çakra vardır. Her meridyen 2 kanaldan oluşur.
Biri bedenin dış yüzeyine diğeri, organlardan geçen iç yüzeyine enerji taşır.
Bedenin dışına yakın olanlar, Enerjistlerin çalıştığı kanallardır. Akupunktur noktaları, bedendeki meridyenler üzerindeki enerji merkezleridir.
Enerji yoksa yaşamda yoktur. Bedende akan Enerji, akış biçimi (yönü), dengesi ve uyumu ile insanın fiziksel ve zihinsel sağlık durumunu belirler.
Enerji hareket edip, akışını devam ettirmelidir. Yalnızca hareket ederek ve akarak canlılığı devam ettirebilir.
Dış etkenler, stres (duygu sıkışmaları) ya da toksinler bu akışı sekteye uğratır.

“Düşünce bir enerjidir ve niyet maddeyi etkiler”

Bu bakış açısı aynı zamanda Batının rasyonel bilgisi ile Doğunun sezgisel bilgisini birleştiren bir yaklaşımdır.
Ne Düşünüyorsan O'sun ! Neyi Arıyorsan O'sun (Mevlana)
Olumsuz düşünce veya anı, bedenin enerji sisteminde aksaklık yaratır, bu da bedensel veya psikolojik acı olarak algılanır.
Yaşadığınız tüm olumsuz duyguların nedeni, bedenin enerji sistemindeki bir aksaklıktır.
Yaşadığımız olumsuz bir olayın ya da bir travmanın anısı (blokajı) bedenin enerji kanallarında saklandıkça bedensel ya da psikolojik acı yaşanır.
Yaşadığımız travmalar ve belirdikleri anda yaşamayıp, bitmeyen, içimizde tuttuğumuz bütün olumsuz duygular bu meridyenlerde tıkanıklıklar, aksamalar yaratır.
EFT bunların yüzeye çıkarılıp giderilmesi için geliştirilmiş bir tekniktir.

Levent & Seher VARLIK
EFT Enerji Uzmanı
Devamını Oku...

Emosyon Duygularımız

Yazar EFT MERKEZİ 0 yorum
EMOSYON / DUYGULAR

Duygularımız bizi biz yapan özelliklerimizdir ve kendimizi iyi ya da kötü hissetmemize neden olurlar.
Duygular yaşamın rengidir ve duygusuz bir yaşam düşünülemez
Duyguların insanın iç dünyasının aynası olmasına karşın, genellikle anlamı, değeri, yol göstericiliği üzerine fazla düşünülmez, oysa kendini tanımak isteyen kişi yaşadığı duyguyu ve anlamını ve bu duyguyu yaşamasına sebep olan kişilik özelliklerinin neler olduğunu anlamaya çalışmalıdır.
İnsanların daha çok hangi duyguları yaşayacağını belirleyen en önemli etkenin kişilik özellikleridir.
Duygu'nun bireyin ruh halinde içsel ve çevresel tesirlerin etkileşimiyle oluşan kompleks psiko-fizyolojik bir değişim halidir.
Kişiye özgü sağlık duyusunu belirleyen temel faktördür ve insanın günlük yaşamında merkezi bir rol oynar. Duygu, Latince hareket etmek anlamını taşımaktadır ve evrenseldir. Her duygu bizi bir şekilde hareket etmeye hazırlar. Duygularımız, tehlike, acı bir kayıp, zorluklara karşı hedefe doğru ilerleme, bağlanma, aile kurma gibi sadece akılla hareket edilmeyecek durum ve görevlerde yol göstericidir.
DUYGULARIMIZI OLUMLU-POZİTİF VE OLUMSUZ-NEGATİF DUYGULAR OLARAK İKİ BOYUTTA DEĞERLENDİREBİLİRİZ.
Heyecan, mutluluk, neşe, iyimserlik gibi duyguları pozitif, keder, üzüntü, korku, kızgınlık, öfke, şiddet, kıskançlık gibi duyguları ise negatif olarak tanımlayabiliriz. Örnek olarak; kendimizi iyi hissettiğimizde yaşadığımız en temel duygu durumlarından biri neşeli olma halidir. Kişi yaptığı şeyden keyif aldığında mutluluk otomatik olarak ortaya çıkar. Ayrıca takdir edildiğimizde, güvende hissettiğimizde, gurur duyduğumuzda da kendimizi çok iyi hissederiz ve bu güzel duygular yaşamımıza yansır.
"OLUMSUZ DUYGULARIN ETKİSİ DAHA YÜKSEK"
Evde, iş yaşamında, sosyal ortamlarda, hatta evliliklerde, yaşadığımız sorunlarının ayrılmaz parçası olumsuz duygular ve etkileri.. Kişisel yaşam öyküsünde olumsuz duyguları besleyen yaşantıların çok olması, bu duyguların etkisinin katlanarak artmasına neden oluyor ve baş edilmesi zor bir hal alabiliyor.
Kaygı, korku, öfke, üzüntü gibi olumsuz duyguları ne sıklıkta, şiddette ve özellikle hangi zaman ve ortamlarda yaşadığınıza dikkat etmeli ve farkında olmalısınız. Eğer yoğun yaşıyorsanız, yaşam kalitenizi artırmak için hayatınızda yeni kararlar almalı ve düzenlemeler yapmalısınız.
"İNSAN HİÇBİR ZAMAN SAF VE TEK BİR DUYGU YAŞAMAZ"
Hissettiklerimiz her zaman birçok duygunun karışımından oluşur. Duygularımızı mümkün olduğu kadar ayrıştırmak, ve temel duygularımızı tanımak, insanın kendisini anlamasında çok önemlidir. Temel duygusal kalıplarımızla, sağlıklı duyguları birbirinden ayırdığımızda ve hayatımızda duygusal bir denge kurduğumuzda daha mutlu bir yaşam sürebiliriz.
Diğer bir konu da duyguların türünün yanı sıra şiddetidir. Örneğin hafif derecede öfke bıkkınlık, orta derecede öfke rahatsızlık engellenmişlik, yoğun öfke ise nefret ve şiddet şeklinde hissedilebilir.

DUYGULAR NE İŞE YARAR?

Duygular birer habercidir, insanın iyi veya kötü hissetmesine neden olurlar. Ancak kesinlikle insanı iyi veya kötü yapmazlar. Bununla birlikte, pozitif duygular hedef odaklı davranışlarımızı motive eder ve güçlendirir, negatif duygular ise yoğun yaşandığı taktirde algı bozukluğu, isteksizlik, verimsizlik, konsantrasyon kayıpları, odaklanamama gibi sorunlar yaratarak hayatımızı olumsuz etkiler.
Duyguları, davranış gibi algılamak sık yapılan bir hatadır. Bir davranışı yapmayı ya da yapmamayı seçebilirsiniz. Fakat bir duyguyu hissetmeyi ya da hissetmemeyi seçemezsiniz. Duygular kişiseldir ve bir duyguyu neden hissettiğinizden daha çok o duyguyla neler yaptığınız ve nasıl davrandığınız önemlidir.
Duygular insanlara yardım edecek gizli güce sahiptir ve kendi adımıza doğru kararlar almamızı sağlar. Ayrıca insanları birbirine bağlama gücüne sahiptir ancak kişi, kendisiyle birlikte, çevresindeki insanların sahip olduğu duyguları da tanımaya çalışmalıdır.
"DUYGU, DÜŞÜNCE DEĞİLDİR DOLAYISIYLA DOĞRUSU VE YANLIŞI YOKTUR"
Çoğu zaman olumsuz duygularımızın neden olabileceği davranışlardan çekiniriz ve onları yok saymaya, bastırmaya çalışırız. Bunu yaptıkça da kendimize yabancılaşırız. Ancak duygularımızı anlayabilir, doğru analiz edebilirsek daha güzel ve mutlu bir hayata adım atabiliriz. Uzmanların günümüzde yapmaya çalıştıkları şey duygunun yerine aklı koymak değil, ikisi arasındaki akıllı dengeyi bulmaya çalışmaktır. Duygularımızın hepsi akla uygun olsaydı, yaşam bu kadar güzel olmazdı. Mantık hayatımızın sağlam temellerini oluştururken, duygularımız kadife yumuşaklığıyla ruhumuzu renk renk çiçeklerle sarmaktadır.
Devamını Oku...